Loading…

Bayramî-Melâmî Şeyhi Hüseyn-i Lâmekânî’nin tevhide dair tenkit edilen bir beytini risalelerle okuma denemesi

Hakk’ın âlemi ne şekilde kuşattığı ve arşının neresi olduğu meselesi ulemânın yanı sıra sûfîler tarafından da tartışılmış; bu bağlamda vahdet-i vücûdu benimseyenler, Hakk’ın âlemi vücûdî / zâtî olarak kuşattığını belirterek bunun aksini savunmanın Allah’ın güç ve kudretine acziyet atfetme olduğunu i...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Cumhuriyet ilahiyat dergisi 2020-12, Vol.24 (2), p.611-630
Main Author: Şahin,Oğuzhan
Format: Article
Language:eng ; tur
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Hakk’ın âlemi ne şekilde kuşattığı ve arşının neresi olduğu meselesi ulemânın yanı sıra sûfîler tarafından da tartışılmış; bu bağlamda vahdet-i vücûdu benimseyenler, Hakk’ın âlemi vücûdî / zâtî olarak kuşattığını belirterek bunun aksini savunmanın Allah’ın güç ve kudretine acziyet atfetme olduğunu iddia etmiştir. Tefsirciler ve kelâm âlimleri ise Hakk’ın âlemi ilim ve kudre-tiyle kuşattığını dile getirip O’nun zâtî olarak âlem ve eşyayla beraber olma, birleşme, ayrılma ve kuşatma türünden hiçbir bağının olmadığını vurgulamıştır. Bu yazıda Bayramî-Melâmî şeyhlerinden Hüseyn-i Lâmekânî’nin, Allah’ın âlemi ne şekilde kuşattığına dair bir beyti dört farklı risale ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Bu risalelerden biri Vahdet-nâme adıyla Hüseyn-i Lâmekânî’ye aittir. İkinci risale Münîrî-yi Belgradî tarafından Şerh-i Kasîde-yi Süleymân adıy-la kaleme alınmıştır. Diğer iki risale ise Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin telifidir. Uşşâkî şeyhin bu iki risalesi Allah’ın âlemi ne şekilde kuşattığını vahdet-i vücûd perspektifinden açıklamaya çalıştığı için Hüseyn-i Lâmekânî’nin aynı temalı beytine açıklık getirebilmesi ümidiyle tercih edilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında, makalede incelemeye çalıştığımız beyit(ler)in geçtiği gazelin metni verilmiş ve Bayramî-Melâmîlerinin yapısal özelliklerinin şiirlerine ne derece yansıdığı üzerin-de durulmuştur. Bu başlık altında üzerinde durulan diğer bir husus ise bahsi geçen gazelin çeşitli kaynaklarda Hüsâmî ve Lâmekân / Lâmekânî olmak üzere iki farklı mahlasla karşımıza çıkmasıdır. Metinlerden isabetli çıkarımlar yapabilmek için müellifinin kim olduğunu tespit etmek önemlidir. Bu yüzden literatürde birden fazla mahlasla karşımıza çıkan bu gazelin kime ait olduğu üzerinde durulmuştur. Giriş kısmından sonraki başlıkta Münîrî-yi Belgradî’nin Şerh-i Kasîde-yi Süleymân adlı risalesinde Lâmekânî’ye yöneltilen zındıklık suçlaması ele alınmıştır. Münîrî-yi Belgradî’nin yaptığı eleştirilerin zeminini tespit edebilmek için bu başlık altında ayrıca Münîrî’nin genel bir fikrî şablonu çıkarılmaya çalışılmış ve Münîrî’nin ehlullâh dediği fenâ fillâhçı sûfîlere belli bir toleransı olduğu, ancak Fusûsu’l-Hikem’den kinayeyle Fusûsî diye adlandırdığı kesrette vahdetçilere (vahdet-i vücûdculara) karşı katı bir muhalefet yürüttüğü anlaşılmıştır. İkinci başlıkta ise Vahdet-nâme adlı risalesinden hareketle Hüseyn-i Lâmekânî’nin genel bir portresini oluşturmak hedeflenmiştir. Bu bağlamda Bayramî-Melâmîleri için sıklıkla dile getirilen vahdet-i mevcûdculuk ve
ISSN:2528-9861
2528-987X
DOI:10.18505/cuid.692091