Loading…

Obstrüktif Uyku Apne sendromu ve narkolepsi birlikteliği: Dört olgu

Obstrüktif Uyku Apne sendromu ve narkolepsi hastalarının klinik başvurusu ortak olarak gündüz aşırı uykululuğudur. Her ne kadar her iki medikal durumun gündüz aşırı uykululuk özellikleri ve eşlik eden semptomatolojisi birbirinden farklı olabilse de bazı olgularda ayırt edici özellikler maskelenebilm...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Journal of Turkish Sleep Medicine 2020-03, Vol.7 (1), p.36-40
Main Authors: Mermi Dibek,Dilara, Bulut,Onur, Ferik,Sevgi, Özer Çelik,Ayşegül, Öztura,İbrahim, Baklan,Barış
Format: Article
Language:Turkish
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Obstrüktif Uyku Apne sendromu ve narkolepsi hastalarının klinik başvurusu ortak olarak gündüz aşırı uykululuğudur. Her ne kadar her iki medikal durumun gündüz aşırı uykululuk özellikleri ve eşlik eden semptomatolojisi birbirinden farklı olabilse de bazı olgularda ayırt edici özellikler maskelenebilmektedir. Bildirilen dört olgumuzda Obstrüktif Uyku Apne sendromu ve narkolepsi tip 1 birlikteliği mevcuttur. Bu durumun komorbidite olabilmesi, birlikteliklerinde tipik kliniklerini maskeleyebilmeleri veya birbirlerinin risk faktörlerini doğurma olasılığını tartışmayı hedefledik. Bildirilerilen olguların ikisinde gündüz aşırı uykululuğu ile başvurusunda, uyku ataklarının dinlendirici olmaması ve tipik katapleksi atakları tanımlanmamasına rağmen tespit edilen Uyku Apne sendromu tedavisini aldıklarında gündüz aşırı uykululukları devam etse de katapleksi atakları tanımlanmaya başlanmıştır. Tekrarlanan tanı testleri sonucunda, uyku apne sendromuna ek olarak narkolepsi tanısı almışlardır. Diğer iki olgumuzda ise gündüz aşırı uykululuğu ve katapleksi atakları ile tanı testleri tip 1 narkolepsiye işaret etse de klinik izlemde Vücut Kitle indekslerinin artışı ile de tekrarlanan tanı testinde Uyku Apne sendromu eşlik ettiği görülmüştür. Bu dört olguya yaklaşımı bildirerek nedenlerini ve olası mekanizmalarını belirtmeyi hedefledik.
ISSN:2148-1504
2148-1504
DOI:10.4274/jtsm.galenos.2020.35220