Loading…

The Effect of Making Joining (Vasl) on the Purpose of Stopping (Waqf) in the Holy Qur'an According to Sajawandi

Kur'ân-ı Kerîm'in her bir lafzı, murâd-ı ilâhînin anlaşılmasını sağlama amacı güder. Onda yer alan vakf işaretleri bu amaçla ihdas edilmiştir. Türkçe bir cümlenin doğru anlaşılmasını sağlayan noktalama işaretlerinin görevi ne ise Kur'ân'daki vakf işaretleri de aynı gerekçeyle kon...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published in:Cumhuriyet ilahiyat dergisi 2023-06, Vol.27 (1), p.120-135
Main Author: Bulut, Hasan
Format: Article
Language:Turkish
Subjects:
Online Access:Get full text
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Kur'ân-ı Kerîm'in her bir lafzı, murâd-ı ilâhînin anlaşılmasını sağlama amacı güder. Onda yer alan vakf işaretleri bu amaçla ihdas edilmiştir. Türkçe bir cümlenin doğru anlaşılmasını sağlayan noktalama işaretlerinin görevi ne ise Kur'ân'daki vakf işaretleri de aynı gerekçeyle konulmuştur. Mananın tamamlandığı yerlerde tilaveti keserek nefes almaya fırsat veren vakf işaretleri ile anlam bütünlüğü için uygun olan yerden başlayarak tilaveti temin eden diğer işaretler, Kur'ân'ın sahih bir şekilde okunması ve yorumlanmasında kayda değer bir öneme sahiptir. Hz. Peygamber, Kur'ân'ın nasıl okunacağını bizzat Cebrail'den (as) destek alarak öğrenmiş ve daha sonra da okuduğu şekliyle sahabeye öğretmiştir. Sahabe, Allah Rasûlü'nün talim ettiği biçimde tilavet etmeye gayret etmiş, Kur'ân âyetlerine ziyadede bulunmaktan da noksanlık atfetmekten de şiddetle kaçınmıştır. Keza onlar, her harfin hakkını vererek ve durak işaretlerini dikkate alarak Kur'ân'ı tecvid ile okumuşlardır. Bu bağlamda Hz. Ali (öl. 40/661), Kur'ân'da geçen "tertil" kelimesini "harflerin tecvidini ve vakfları bilmek" şeklinde tanımlayarak vakf ve ibtida konusunun önemine ve ciddiyetine dikkat çekmiştir. Daha sonraki dönemlerde Ebû Bekr İbnü'l-Enbârî (öl. 328/940), Ebû Ca'fer en-Nehhâs (öl. 338/950), Ebû Amr ed-Dânî (öl. 444/1053) gibi âlimler konuyla ilgili kayda değer eserler telif etmişlerdir. Ancak Türkiyedeki Mushaflarda kendisine nisbetle "Secâvend" adıyla müstakil bir konu başlığını kıraat ilmine kazandıran ve alanla ilgili önemli bir eser kaleme alan âlim, kuşkusuz ki Muhammed b. Tayfûr es-Secâvendî (öl. 560/1165)'dir. Çalışmamızın ana mihverini teşkil eden de Secâvendî'nin vakf tasnifinde ele alınan ve mushaflarda ... (remzi ile gösterilen vakf-ı lâzım'dır. Vakf-ı lâzım, üzerinde durulması evlâ olan ve hatta birçok yerde durulması gerekli kabul edilen ictihadî bir vakf çeşididir. Bu bağlamda Secâvendî, "bir kelimede vasl yapıldığı takdirde âyetin i'rabı ve anlamı değişirse vakf yapılması zorunludur" şeklindeki iddiasını Kur'ân'dan verdiği örneklerle temellendirmiştir. Vakf-ı lâzım işareti ... (bulunan bir lafızda vasl yapılmasını "haram" sayan âlimler olmasına karşın İbnü'l-Cezerî (öl. 833/1429), Kur'ân'da vâcip veya haram olarak nitelenen bir vakfın bulunmadığını kesin bir dille ifade etmiştir. Bunun yanısıra âyetin manasını bilinçli olarak tahrif edecek ya da bozacak şekilde yapılan vakflar âlimlerin çoğunluğuna göre asla doğru karşılanmamış, bunun dışında herhangi bir makul gerekçeyle uygun
ISSN:2528-9861
2528-987X
DOI:10.18505/cuid.1250338